Kılıçdaroğlu Kırıkkale’de: “Dün Ali Yeşildağ diye biri 1 Milyar Euro aldığını söyledi. Şimdi yasaklıyorlar. Neden? Sen konuştun diye”
Haber: EMRE SERCAN IKE – Kamera: AZİZ METİN TURAN
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kırıkkale“Dün Ali Yeşildağ diye biri sosyal medyada. Biliyorsunuz bunlar saraya çok yakın insanlar. 1 milyar Euro aldım diyor. Şimdi yasaklıyorlar neden? Sen konuştun diye. Ne yaptılar? Yapılması gereken, bu adam yalan söylüyorsa hemen savcılığa şikayet edeceksiniz, doğruyu araştıracaksınız. Ama konuşmasın. İstiyorlar, malını alacaklar” dedi.
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırıkkale Vatandaşlarla görüştü. Kılıçdaroğlu, vatandaşlara seslenirken kayıp minik Songül’ün ailesine seslendi. Kılıçdaroğlu, endişeli görünen Songül’e, “Seninle tokalaşalım mı?” diye sordu. ve elini öptüm.
Kılıçdaroğlu, Kırıkkale mitinginde vatandaşlara şöyle seslendi:
Türkçemiz diyor ki, “Temiz bir sayfa açacağız. Size söz veriyorum, bu ülkeye barış ve merhamet getireceğim. Bu ülkede birbirimize saygı duyacağız. Allah nasip ederse bu ülkede kimseyi ötekileştirmeyeceğim.” Cumhurbaşkanlığında oturuyorum, oy kullansın, vermesin, bu ülkenin vatandaşıysa ben başımı öne eğerim.” O yüzden temiz bir sayfa açacağız, yeni bir sayfa açacağız diyorum. Kardeşliğimiz ve dostluğumuz devam edecek. Bunların hepsini yapacağız. Allah nasip ederse hep birlikte ve birlikte yapacağız.
“YAPILDIĞI YATIRIMLAR İLE ANKARA’DAN SONRA EN BÜYÜK ŞEHİRLERDEN BİRİ OLACAKTIR”
Kırıkkale, Cumhuriyet kurulduğunda entegre savunma sanayisinin merkezi olarak inşa edildi. Makine Kimya Sanayi burada kurulmuştur. Tüfekler, toplar, mermiler yapılıyor. Burada ne gerekiyorsa yapılıyor. Bu nedenle Kırıkkale’nin entegre bir savunma sanayi sistemi olarak inşa edilmesinde Kırıkkale halkına seslenmek istiyorum. Hangi parti imzaladı? Burası küçük bir köydü. CHP değil miydi? Tanrı aşkına, en başından beri. Çünkü burası Anadolu’nun merkezidir. Küçük bir köy ama burası Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için bir savunma sanayiine ihtiyaç duyuyordu. Bu bitti. Şimdi büyük sorunları var, biliyorum. O Makine ve Kimya Sanayii A.Ş.’de binlerce insan çalıştı, ter döktü, evlerine helal ekmek getirdi. Orada eğitim gördüler, çocuklarını üniversiteye gönderdiler. Çocuklarını üniversitede okuttular, iş ve güç sahibi olmalarını istediler. Bu entegre savunma sanayi büyüse… (Başkan Kılıçdaroğlu’nun sloganlarına karşı) Teşekkürler gençler. Yakında geleceğim. Başkan olup olmayacağıma siz karar vereceksiniz. Kararı bu ülkenin insanları verecek. Bundan emin ol. Makine ve Kimya Sanayii A.Ş.’de gerekli yatırımlar yapılsaydı bugün Kırıkkale, Ankara’dan sonra en büyük ve verimli şehirlerden biri olacaktı. Yapmadılar, birçok işçiyi işten çıkardılar. Şimdi büyük zulümler var. Sözleşmeli çalışanlar var. sana bir sözüm var Devlet taşeron çalıştırmaz. Tüm taşeronları takıma alacağım. Devlet taşeron işçi mi çalıştırıyor, takım işçisi çalıştırıyor. Öğretmenler arasında da ortada bir fark var. Takım, fiyat, sözleşmeli hoca. Öğretmen öğretmendir kardeşim. Biri 500 lira alıyor, biri 1000 lira alıyor, biri 3 bin lira alıyor. Tıpkı işlerini yaptıkları gibi. Çocuklarımızı eğitiyorlar. Neden birine daha az veriyorsun? Birisi için biraz fazla. Diğerini takım karşılığında verirsiniz. Adalet, adalet. Bu ülkeye adaleti getireceğim. Maaşta da adalet olacak.
“KADINLAR SİZİ BAŞKAN YAPAR”
Kadınları görmezden geldiklerini söylüyorlar. ‘Görmezden geldikleri kadınlar seni başkan yapacak’. Hanımlara güveniyorum, neden güvendiğimi anladın mı? En çok sana hakaret ettiler. Burada üretimim ona uygun değil, tekrar ediyorum. Bu ülkede hiçbir kadın sahipsiz kalmayacak. Her kadının sahibi sosyal devlet olacaktır. sana bir sözüm var Aile yardımı sigortası getireceğim ve göreceksiniz, hiçbir çocuğun aç yatmadığı bir Türkiye inşa edeceğim. Beslenme çantası uygulamasını da kaldıracağım. Anne kalkıyor, çocuğunu okula gönderecek. Beslenme çantasına ne koymalıyım? Para yok, para yok. Mutfakta yangın var. Bunu yapacağım, göreceksin. Çocuklarınız okula gidecek. Sütünü, suyunu, yemeğini arkadaşlarıyla birlikte huzur içinde, eğlenerek ve öğretmenleri ile birlikte yiyecektir. Eve dolu gelecek. Yani ‘Çocuğumu okula gönderiyorum, beslenme çantasına koyacak bir şey bulabilir miyim?’ düşünmeyeceksin. Sosyal devlet tüm çocuklarımızı besleyecek. Beşli gruplar halinde çalışırlar, ben senin için çalışırım.
ORTA DİREK KALMIYOR. SANATLARA ZARAR VERDİLER: Bu süreçte sahipsiz olanlardan biri de esnafımızdır. Esnaf çok zor durumda. Biliyorum, rahmetli Özal esnafın ‘orta direk’ derdi. Orta direk yoktur. Esnafı yok ettiler. Hemen hemen herkes yöneticidir. Esnaf diyor ki biz sahipsiziz. Gerçek şu ki, ona sahip değildin. Ama Kemal Bey onlara da sahip çıkacağını söylüyor. Ticaret bakanlığı kuracağız. Orta direk ne kadar güçlüyse, devlet de o kadar güçlü olacaktır. Merak etme.
ÖLÜ ANNEM OKUYAMAZ VE YAZMAZ. ÜZERİMİZDEN GELENLER: Sevgili anneler, size her zaman saygı duydum. Çünkü rahmetli annem okuma yazma bilmiyordu. Üzerimize titredi. Çocuklarım okusun, çocuklarım okusun. Biz karnımızı doyuralım diye bütün zorluklara katlanırdı. Babam küçük bir memurdu. Babamın tatilde 7 kardeşime ayakkabı aldığını bile hatırlamıyorum. Çünkü o kadar maaşı yoktu. Ayakkabı vb. her birimiz için sırayla, bariz dönemlerde. alacaktı. Artık iktidarda olduğumuza göre, bu aile ek sigorta ile hiçbir fakir ailenin çocuğu aç ve savunmasız kalmayacak. Hiçbir aile su, elektrik ve doğalgazdan mahrum kalmayacak. Bu ülkede yoksulluk ve sefalet varsa sorumlusu yoksullar değil, devleti yönetenlerdir. Ne yaptıklarını biliyoruz.
“YENİLEMEZLER OLDUĞUNA KARŞI BEKLEMEDLER”
Oy verin, otoriter bir hükümeti demokratik yollarla birlikte değiştirelim. Artık yorulduk. Yemin ederim yorulduk. Artık yeter. Dünyanızı elde ettiniz, onlar doymuyor. Şimdi varlıklarını yurt dışına götürüyorlar. ABD’deki en pahalı yer Manhattan adasıdır. Orada 35 katlı gökdelenler inşa ettiler. Muhammed Ali Clay’in çiftliğini satın aldılar. İngiltere, Chelsea’de lüks villalarda yaşıyorlar. Hollanda’da dünya paraları var, onlara ait. Kemal Bey bunların hepsini biliyor, son kuruşuna kadar alıp Türkiye’ye getireceğim. Esnafa, çiftçiye, emekliye, mesken hanıma vereceğim. onun için söylüyorum türkiye zengin bir ülke .Doyamadılar ama batıramadılar.
“Namus borcu”
Burası bir emekliler şehri gibi. 60 bin emekli var. Emekli kardeşlerim, beni dinleyin. Bu meydanda Ramazan ve Kurban bayramlarında emeklilere asgari ücret kadar ikramiye verelim dedim. Önce ‘Para yok, veremeyiz’ dediler. Sonra vermek zorunda kaldılar. Şimdi seçimler geliyor. 1000 lirayı 2 bin liraya çıkardılar. Ne diyeyim taban fiyat kadar ödeyeceksiniz. Taban fiyat kadar vereceksiniz, vermediler. Şimdi sözüm 60 bin emekliye, ailelerine ve çocuklarına (Kırıkkale’de) sözümdür. Kurban Bayramı’na gideceksin, paranı çekeceksin, hesabında 15 bin liralık ikramiye olduğunu göreceksin. Şimdi bana ‘Parayı nereden bulacaksın’ diyorlar. Emekliye, emekçiye, esnafa gelince para nerede? Paranın nerede olduğunu biliyorum. 27,5 yıl devlette çalıştım. 27.5 yıl bu devletin bütçesini ben yaptım. 27.5 yılı tam olarak nerede kurtaracağımı biliyorum. Sosyal devletin ne olduğunu, fakirin, yoksulun, annelerin ne çektiğini, mutfaktaki yangını çok iyi bilirim. Hiçbirini tanımadığımı düşünüyorlar. Biliyorum biliyorum. Para nerede, her yerde. Türkiye zengin bir ülke. Parayı alacaksın, avroyu, doları, milyarları beşli çetelere, zevkine uygun insanlara vereceksin. Parayı alacaksın, Merkez Bankası’nın arka kapısından birine 128 milyar dolar bağışlayacaksın. Kemal Bey’in onları yediğini zannederler. Ben mi yerim, onlar da yemezler, onlar da yemezler. Yarım kalmış yetimin hakkını korumak benim için bir şeref görevidir.
“NE YEDİKLERİNİ BİLİYORUM”
Kapatılan belde belediyeleri var. Nereye gitsem belediyelerimizi açar mısınız diye soruyorlar. Bunu şu şekilde yapacağız. Vatandaş belediyemiz açılsın derse açarız, hayır derse açmayız. Bu senin isteğine bağlı. Bunu söylüyorum. Hepiniz vergilerinizi peşin ödüyorsunuz. Ekmek alırken ödersiniz, fiyatlar alınırken peşin vergi kesilir ama beş kişilik çetelerin vergileri silinir. Sizden peşin alırlar, kendilerininkileri silerler. Kemal Bey onu da yiyecek. Faiziyle o silinen vergileri senden alacağım, merak etme.
KILIÇDAROĞLU ÖZ OĞLUNU GARRİBAN’IN ÇOCUĞU ÜZERİNDE ASKERE GÖNDERDİ. TAM ASKERLİK YAPMAK İÇİN: Şimdi bizim milliyetçiliğimizi de sorguluyorlar, benim milliyetçiliğimi sorgulayacak adam annesinden doğmadı. Bunu baştan söyleyeyim. Siz çocuklarınızı paralı askere gönderirken bu zavallı yani Kılıçdaroğlu, fakir çocuğu diye oğlunu askere gönderdi. Sırf askerliğini yapsın diye. sen kimsin milliyetçilik Milliyetçilik vatanseverliktir. Milliyetçilik, bu ülkede hiçbir çocuğun aç yatmaması, kutuplaşmamak, herkesi kucaklamak demektir. İki kırmızı çizgimiz var. Kırıkkaleli kardeşlerim de duysun. Dünya duysun. Bizim iki kırmızı çizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız.
MSB GENEL KURUMSAL WEB SİTESİNE GİRİŞ YAPINIZ. BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ DER. BİZ DE ŞÖYLE DİYORUZ: Milliyetçiliğimiz nedir? Milliyetçiliğimiz. Bu Kırıkkale’yi entegre bir savunma sanayi merkezi haline getirmektir. Her zaman savunma sanayinin içindeyiz. Cumhuriyet ilk kurulduğunda burada fabrikalar kurulmuştu. 1921 yılında Kayseri’de bir uçak fabrikası kuruldu. Etimesgut’ta uçak motorları fabrikası kuruldu. İkinci uçak fabrikası Eskişehir’de kuruldu. Bunları kim yaptı? Kim yaptı Allah aşkına biz yaptık. Kendi ülkemizi kastediyorum. 21 yaşında diyorum. 1940’larda Türkiye dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden biriydi. Şimdi ‘Savunma sanayiine karşısınız’. Aklını peynir ve ekmekle yedin mi? Savunma sanayii milli bir beladır. Milli bela partisi siyaset mi? Dış politika ulusal bir sorundur. Milli eğitim milli meseledir, milli savunma milli problemdir. Bize ‘Terör örgütünün adını neden söylemiyorsunuz?’ diyorlar. Tamam kardeşim, bunların hepsi cehalet için. Terör neden yapılır? ‘Benim adımı herkes söylesin, reklamı yapılacak’ diye terör yapıyorlar. Milli Savunma Bakanlığının sitesine girin, Genelkurmay Başkanlığının sitesine girin. Ne diyor? Bölücü terör örgütü diyor. Biz de devleti destekliyoruz, devletimizi seviyoruz. Bir ve aynı şeyi söylüyoruz. Biz buna bölücü terör örgütü diyoruz. Peki ne diyeceğiz? Kim teröre zemin hazırlıyorsa, kim terörden yanaysa, kim hakim ve savcıları teröristlere götürüyorsa, kim şehitlere ‘kelle’ diyorsa, Allah’ın belası versin.
BİZ KUVAİ MİLLİYETÇİSİYİZ. YABANCI ASKER BURADA TERÖRLE ÇALIŞMAKTA NE YAPAR?: 24 saat dostum. Terör varsa bu ülkenin parası var kardeşim. Bir şey daha. Bize kızgınlar. Suriye kararına neden hayır dediniz? Evet, hayır dedik. Bırak anlatayım. Tasarıda ‘Terörle mücadelede Cumhurbaşkanı yabancı askerleri Türkiye’ye davet edebilir’ diye bir hüküm var. Biz Kuvayi Milliyetçileriyiz. Terörle mücadelede yabancı askerlerin burada ne işi var? Polisimiz ve askerimiz 35 yıldır terörle mücadele ediyor. Ne eksik görüyorsun, yabancı askerleri buraya davet edeceksin. Hiçbir yabancı askerin botunun topraklarımıza basmasını istemiyoruz. Nokta. Bu milliyetçilik, bize bir ders veriyorlar. Sen kimsin milliyetçilik?… Altı Okumuzdan biri de milliyetçilik.
Sinan Ateş’i unuttum sanmayın. Gerçek bir milliyetçi ve vatansever. Aynı zamanda iyi bir akademisyendir. Ankara’nın göbeğinde uyuşturucu çeteleri tarafından güpegündüz kurşunlandı. Sinan Ateş’in faillerini bulup kulaklarından yakalayıp yargıya teslim edeceğim. Paniğe kapılmayın. Aynı şey Gaffar Okan için de geçerli. Atilla Durmuş senin hemşehrin. Biliyorum, Kırıkkaleli. O da Gaffar Okan ile birlikte şehit oldu. Hesabını soracağım, kimsenin kanı, vatanseverin kanı yerde kalmayacak. Bundan emin olmanı istiyorum.
15 TEMMUZ ŞEHİTLERİN PARALARINI İSTEDİ
15 Temmuz şehitleri var değil mi? Para toplandı. Vatandaş dünyanın parasını verdi. Bu madeni paralar nerede? Şehidin parasına el uzatan adam, şehidin yakınlarına el uzatan erkektendir. Allah aşkına elinizi vicdanınızın üzerine koyun. Milliyetçilik mi? milliyetçiler mi?
“ALI YEŞİLDAĞ’I YASAKLIYORLAR”
Ali Yeşildağ diye biri dün sosyal medyadaydı. Bildiğiniz gibi bu insanlar Saray’a çok yakın. 1 milyar euro aldığını söylüyor. Şimdi yasaklıyorlar, neden? Çünkü konuştun. Yapmaları gereken, bu adam bir palavracıysa, hemen savcılığa şikayet edeceksin ve gerçeği araştıracaksın. Ama konuşmasını istemiyorlar, malı alacaklar. 418 milyar doları aldılar, 418 milyar doların hepsini ben getireceğim ve bu millete vereceğim.”